Post Top Ad

gaste

Social Share

Post Top Ad


“...zamanın ‘geçtiğini’, önümüzden akıp gittiğini düsünürüz; ama ya biz öne doğru, geçmişten geleceğe, sürekli yeniyi keşfederek gidiyorsak? Böyle bir zaman akışı, biraz kitap okumaya benzerdi, anlıyor musunuz? Kitap orada, tümüyle, kapağının içinde. Ama öyküyü okumak ve anlamak istiyorsanız, ilk sayfadan başlamalı, sonra ilerlemeli, hep sırayla gitmelisiniz. Böylece evren çok büyük bir
kitap, biz de onun çok küçük okuyucuları olurduk.”

“...Görünüşe bakılırsa zamanı yalnızca bilinçli olduğumuzda algılıyoruz. Bir bebek için zaman yoktur; geçmişle arasındaki uzaklığı ölçemez, geçmişin su anla nasıl bir ilişki içinde olduğunu anlamaz, şu anın geleceğiyle nasıl ilişkili olacağını planlayamaz. Zamanın geçtiğini bilmez; ölümü anlamaz. Erişkinin bilinçsiz aklı da
onun gibidir. Düşte zaman yoktur, süreklilik tümüyle değişmistir, neden ve sonuç birbirine karışır. Mit ve efsanede zaman yoktur. Masal ‘Bir zamanlar’ derken hangi geçmişten bahseder? Böylece gizemci, mantığıyla bilinçaltını yeniden birleştirdiğinde her şeyin tek bir varlık olduğunu görür ve sonsuz geri dönüşü anlar.”

“...zaman bilimi ahlakla ilgili. Çünkü zaman duygumuz, nedenle sonucu, araç ve amacı ayırt etme yeteneğimizle ilgili. Bebekler ya da hayvanlar, şu anda yaptıklarıyla bu yüzden olacaklar arasındaki farkı anlamazlar. Bir makara sistemi kuramazlar, söz veremezler. Biz yapabiliriz. Şimdi ile şimdi değil arasındaki farkı gördüğümüz için bağlantıyı kurabiliriz. İste orada ahlak devreye girer. Sorumluluk. Kötü bir araçla iyi bir amaca ulaşılabileceğini söylemek, bu makarada bir ipi çekersem öbür makaradaki ağırlığın kalkacağını söylemek gibidir. Bir sözü tutmamak geçmişin gerçekliğini yadsımaktır; bu yüzden de gerçek bir gelecek umudunu yadsımak anlamına gelir. Eğer zaman ve us birbirlerinin işleviyse, eğer biz zamanın yaratıklarıysak, bunu bilerek en iyi şekilde yararlanmamız gerekir. Sorumluluk duyarak hareket etmemiz gerekir.”

“...Eşzamanlılık düsüncesinde bu içkin olarak var. Ama Ardışıklık düsüncesinin de kendi açmazları var. Saçma, küçük bir resim çizersek açıklayabiliriz - bir ağaca taş atıyorsunuz, eğer Eşzamanlılık yanlısıysanız, taş çoktan ağaca çarpmıstır, eğer Ardışıklık yanlısıysanız, taş ağaca hiçbir zaman ulaşamaz. O zaman hangisini seçersiniz? Belki de düşünmeden tas atmayı yeğlersiniz, seçim olmaz. Ben işleri zorlastırmayı yeğliyorum, o yüzden ikisini de seçiyorum.”
Mülksüzler Ursula K Leguin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Post Top Ad